15 Ocak 2012 Pazar

yol

     her seferi-n de gitmek neden beni bu kadar heyecanlandırır merak ederim her seferi-mde. yolun belirsizliği kanımı kaynatır, yeniliği gözlerimi dört değil dört bin açmama sebep olur, yapancılığı ürpertir tüm dikenlerimi, keşfedilebilirliği yüreklendirir bonkörce. kişiler yenidir yolda, olaylar yenidir, hatta evler, binalar, istasyonlar yenidir. ben ise bu yeniliğe müptela koşar dururum yol üzerinde. yorulmadan, bir an olsun soluklanmadan, yılmadan...
     iki yol arasında geçen her durak bir sonrakinin planlama aşamasıdır aslında. ne yapmalı, ne etmeli bir sonra ki sefere nereye, ne zaman gitmeli, -meli, malı, ne, nere, ne zaman soru, soru sorular bir dünya... keşfedilmeyi bekleyen koca dünya üzerine dünyadan, dünyalardan daha büyük sorular yığını. her yolum bir cevap olsun niyetiyle zaten ya, her yolumda on bin cevabım olsa da yine cevapsız kalırdı yüz binlerce sorum... ama kan bu çeker durur beni yollara. öylesine apansız vermişimdir kararımı. ya bir arkadaşımdan duymuş, ya bir kitaptan veya netten bir yerlerde okumuşumdur. 
     gidersem,varabilirsem o nihayete sanki tüm cevaplarını alacağım soruların. hesaplaşacağım kendimle ve tanrım diyeceğim sanki, işte buradayım. karşında! benimle miydi tüm hesabın, yoksa ben mi kendimi bu kadar ciddiye aldım, önemsedim.
sus.
susma, konuşmadıkça bu kadar büyüdü yol içinde. yok ol. yok olsun herşey. 
bağır.
haykır.
tanrım benimle miydi tüm hesabın, yoksa ben mi kendimi bu kadar ciddiye aldım?
önemsedim!
sen neden önemsemedin?
sus.
susma.
yol seni bekler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder