16 Ocak 2012 Pazartesi

üsküp 1. gün

Bugün yorucu oldu.

Vize yok diye çok rahattım ama pasaport kontrolünde ki görevli polisin arıza çıkarmasıyla gerildim biraz. Yaklaşık beş dakikalık bir beklemem oldu, sonra daha üst rütbeli bir kadın polis geldi. Neden geldin, otel rezervasyonun var mı, dönüş biletin var mı gibi birkaç şey sordu ve sonra diğer memura birşeyler söyledi. İlk başta sorun çıkaran memur da pasaportumu uzatarak geçebilirsin dedi. Sorun hallolmuş oldu ama ben pek bir şey anlamadım, tipimi beğenmediler sanırım. Daha sonra ilk iş döviz bürosuna gittim ve 200€ bozdurarak karşılığında 12270 MKD (Makedon denarı) aldım. 1€ 61,35 MKD yani 1TL yaklaşık 25,5 MKD. Gibi.
            Şehre gelip otel bulmam zor olmadı. İnernetten bakmıtım gelmeden önce ve Guesthause Anja ile Hotel Super 8’i not etmiştim, el kitabıma. Anja’da yer yok dediler ama sanki tamirat, tadilat ve benzeri bir şey vardı veya otel kapalıydı tam anlamadım. Hotel Süper 8’te kalıyorum şuan. Üç yıldızlı vasat veya vasatın çok az üzerinde bir otel. İşimi görmeme yetiyor ya gerisine çok bakmıyorum. Akşam yaptığım şehir turunda, taş köprünün hemen yanında gördüğüm beş yıldızlı Stonebridge Hotel eminim çok daha güzeldir ama orada bir geceliğine 40€’ya kalabileceğimi sanmıyorum.
            Bugün kısa bir şehir turuyla geçti. Aleksandar Square etrafında dolaştım durdum desem yeridir. Dikkatimi ilk çeken şey şehirdeki heykellerin çokluğu oldu. Bir de meydanın etrafında devam eden inşaat çalışmaları. Çok güzel binalar yapılıyor veya restore ediliyor. Galiba ben biraz erken geldim bu şehre diye düşünmeden alamadım kendimi çünkü inşaa halindeki yapıların bitmiş hallerini hayal etmek bile çok etkileyiciydi. Şehirde ki heykelleri görünce bir şehrin gelişmişliğinin kanıtının heykelden daha somut olamayacağına karar verdim. Başka hiçbir şey değil.



            Akşam yorgunluğunu atmak ve biraz ısınmak için oturduğum kafede sıcak çay ve konyak içip yine meydana bakan london bistro’da akşam yemeğimi yedim. Otele dönerken bir de eski çarşıdan geçeyim dedim ama yolumun üzerinde yer alan bir türk kahvesinde manisaspor- Fenerbahçe maçını görünce, yorgunluğumu da üzerine ekleyince, eski Pazar yarını beklesin dedim ve oturup bir güzel maç seyrettim. 2-1 yendik manisasporu, son dakika golüyle, bu da günün cabası oldu.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder