19 Ocak 2012 Perşembe

üsküp 4. gün

Üsküp’teki en güzel günüm bugün oldu sanırım, çünkü neredeyse hiç bir şey yapmaya çalışmayıp, hiçbir yeri görmek için zorlamadım kendimi. Yine de gezimin en verimli günüydü diyebilirim bugün için. Şehrin görmediğim yerlerini gördüm, biraz da şans(sızlığ)ımın yardımıyla…
Sabah yine bir postane seferi yaptıktan sonra, Alexandar Square’da biraz salınıp Makedonya Müzesine gittim. Oldukça keyifli bir gezi oldu bu. Özellikle müzenin giriş katında yer alan resimler etkileyiciydi. Alt ve Üst katlarda yer alan eserler ise düzensizliğiyle rahatsız ediciydi. Diğer Makedon müzelerini görmemiş olsam, henüz müzeciliği öğrenememişler diye yorum yapacağım ama hayır, buranın başka bir sıkıntısı vardı sanki. Terk edilmişlik gibi…
Müzeden çıkınca, yormayacağım ya bugün kendimi, rastgele bir cafe&bar bulup oturdum öylesine. Öylesine diyorum ama tam iki saat oturmuşum, keyifle. Şimdi akşam yemeğinden sonra tekrar gitmenin hayallerini kuruyorum. Jegarmeister, bir dilim portakal ve buz karışımının tadı hala damağımda. Öğlen saatlerinde cafeden çıkıp şehrin doğusuna doğru yürümeye başladım. Uzun ve keyifli bir yürüyüş olması biraz da fırıncının pizza dediği değişik bir çeşit poğaçayı yürürken afiyetle götürmem yüzünden olabilir. İlk şans burada yüzüme güldü ve ben yolumu kaybettim. Daha doğrusu ters yöne gittiğimi biliyordum da ileride ne var sorusunun merakı geri dönmemi engelledi. Doğuya doğru epey mesafe kat ettim ve eski binaların, eski sokakların, eski caddelerin olduğu bölümlerde buldum kendimi. Güzel fotoğraflar veren güzel sokaklar.

Her güzelliğin bir zorluğu varsa, bunun ki geriye doğru olan yürüme mesafesiydi. Neyse ki otobüs burada da kullanılan bir toplu taşıma aracı ve ben bunu dün keşfetmiş bulunmaktaydım. Şehir merkezine geliyor diye bindiğim otobüs –ön camında yazıyordu- otobüs terminaline gitti.
Bu ikinci şanssızlığımdı. Otobüs terminalinden şehir merkezine gitmek için acelem yoktu ben de gelen ilk otobüse binerek rastgele şehrin bir başka bölümüne gittim. Yine sokaklar yine insanlar. Henüz turizmle, turistle tanışmamış yerler gördüm gezdim.
Bugün üçüncü kez bindiğim otobüsle de nihayet merkeze yakın bir yere kadar gelebildim. Bugün eğer son günüm olmasaydı Üsküp’te yarın yine şehrin hiç tavsiye edilmeyen arka sokaklarında kaybolurdum. Üniversite öğrenciliği yıllarımda sıkça yaptığım, fakat zamanla unuttuğumu bugün fark ettiğim, rastgele otobüse binip şehrin değişik yerlerini keşfetme alışkanlığımı, sanırım, bugün yeniden kazandım. Şimdi bekle beni İzmir diye düşünüyorum ama önce, yarın, Ohri.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder